Kreatif direktör Marco De Vincenzo, Etro’nun geçmişini tarihin katmanları gibi eleyerek, her defasında bu geçmişten yeni bir şeyleri gün yüzüne çıkarıyor.
Odysseus’un Scylla ve Charybdis arasından geçtiği Messina Boğazı’ndan esen rüzgar, saçları savuruyor ve vücuda şal gibi sarılıp tırmanan etekleri, fosforlu kalem izleri gibi titreşen şalları, kalıplı montlar ve ceketlerle korunan incecik kırılganlıkları tıpkı birer dalga gibi harekete geçiriyor.
Keçe üzerine folyo, deri üzerine şablon gibi detaylara tersyüz edilmiş şal desenleri eşlik ediyor. Kalın döşemelik kumaşlar ise küçük ceketler formunda kendini gösteriyor.
Wolford ile birlikte üretilen jakarlı body’ler, desenleri doğrudan vücuda taşıyarak, vücudu ikinci bir deri gibi sarıyor. Kırılganlık ve güç arasındaki zıtlıkta, eril ve dişil dünyalar, renklerin karışıp harmanlandığı ve sonunda siyaha dönüştüğü bir hikaye yaratarak bir araya geliyor.
Yolculuk devam ediyor; pusulasız, haritasız ve gururla.
Etro 2024-25 Sonbahar/Kış Koleksiyonu, Beymen’lerde ve Beymen.com’da sizi bekliyor