Matéi Visniec’in yazdığı, Elvin Beşikçioğlu’nun yönettiği ve Tatbikat Sahnesi’nin yeni oyunu “Batı Ekspresi,” seyircili galasıyla tiyatroseverlerden tam not aldı. Adem Aydil, Derin Beşikçioğlu, Fatih Sönmez, Selin Tekman, Selin Zafertepe ve Ünsal Coşar gibi yetenekli isimlerin sahneyi paylaştığı oyun, dinamik yapısıyla dikkat çekti.
Galaya; Gözde Kansu, Fadik Sevin Atasoy, Naz Göktan, Veda Yurtsever, Ayten Soykök, Ayşe Arman, Gizem Memiç ve Selin Soydan gibi ünlü isimler de katılarak ekibe destek verdi.
ELVİN BEŞİKÇİOĞLU: DERİN TATBİKAT SAHNESİ'NDE BÜYÜDÜ
Elvin Beşikçioğlu, kızı Derin Beşikçioğlu’nun Tatbikat Sahnesi’ne katılmasından duyduğu mutluluğu şu sözlerle ifade etti:
“Derin’in bize katılması büyük bir mutluluk. Zaten Tatbikat’ta büyüdü. Sahneyi ilk açtığımızda Derin henüz 11 yaşına bile girmemişti. Ankara’da gişede çalışmaya başladı, ardından sahne amirliği görevine eğitildi, kulis toparladı, paspas attı. Derken bir gün ‘Artık sahneye çık’ dedik. Woyzeck Masalı’nı İstanbul’da sahnelediğimiz dönemde, Derin dans dersleri alıyordu. Onu da oyuna dahil ettik. O sıralar henüz 16 yaşındaydı. Sonrasında Strasbourg’da konservatuvarı kazandı ve eğitimi için yurt dışına gitti. Mezun olduktan sonra İstanbul’a döndüğünde Tatbikat’ta oynayacaktı. Ancak Otomatik adlı oyunu görünce biraz kararsız kaldı. Yüksek lisans programını da kazandı ama bir süre sonra kararını değiştirdi: ‘Tatbikat benim okulum. Orada büyüdüm. Yüksek lisans yapmak istemiyorum, tiyatro yapmak, dizilerde oynamak ve kendi hayatımı kurmak istiyorum’ dedi. Biz de bu kararına saygı duyduk. İstanbul’a dönünce hemen ‘Oyuna başlıyorsun’ diyerek onu ekibe dahil ettik.”
DERİN BEŞİKÇİOĞLU: HER OYUN BANA YENİ ŞEYLER ÖĞRETİYOR
Rol aldığı oyun ve performansı hakkında konuşan Derin Beşikçioğlu ise duygularını şu şekilde dile getirdi: “Oyun çok dinamik bir yapıya sahip; sürekli hareket halinde ve durağanlığa yer yok. Bu nedenle oldukça zorlayıcı bir oyun. Sahneden hiç inmediğim ve sürekli performans sergilediğim bir oyun olduğu için hem yorucu hem de öğretici bir süreç oldu. Farklı sahnelerde bu deneyimi yaşamak beni çok mutlu ediyor. İlk kez sahneden inmediğim bir oyunun içinde yer aldım. Çok şey öğrendim ve öğrenmeye devam ediyorum. Oyunun bir diğer özelliği ise belli bir rolümüzün olmaması. Tiplemelerden karakter yarattığımız bir akışın içindeyiz. Herkes farklı karakterlere bürünüyor ve bu, oyuna ayrı bir eğlence katıyor. Başladığınız karakterle bitirmek yerine, farklı farklı tiplemelerle bütünü oluşturmak bambaşka bir dünya.”
DERİN BEŞİKÇİOĞLU SAHNEDE ASKER GİBİYİM, EVDE DAHA RAHAT
Annesinin hem evdeki hem de sahnedeki tavırlarını karşılaştırması istendiğinde, Derin Beşikçioğlu şöyle konuştu: “Sahnede annem çok daha katı ve disiplinli bir duruş sergiliyor. Oyunu yönetirken hata yapmamı doğal olarak istemiyor. Bir şeyi anında kavramam gerektiğini düşünüyor. Bana sık sık ‘Senin öyle bir şansın yok’ diyor. Bu konuda ona hak veriyorum. Zaman zaman algılama konusunda zorlanabiliyorum ama bu disiplini bana kazandırdığı için de minnettarım. Eğer bu kadar katı olmasa, annem olduğu için ‘Aman, sonra yaparım’ deme özgürlüğünü kendimde bulabilirdim. Onu bana vermediği için her zaman dikkatli ve hazır bir şekilde, asker gibi dinliyorum. Evde ise çok daha doğal ve rahatız. Biz bize olduğumuz için daha sıcak bir ilişki yaşıyoruz.”
ÇOCUKLARIMIZ VE TİYATRO: ERDAL İLE HİÇBİR ZAMAN PİŞMAN OLMADIK
Elvin Beşikçioğlu, “1,5 ay gibi kısa bir sürede oyunu sahnelediklerini” belirtti ve finalde kızıyla birlikte seyircileri selamlamanın kendisi için çok özel bir an olduğunu dile getirdi. “Erdal ile bugüne kadar hiç pişmanlık duymadığımız tek şey, hem çocuklarımızı dünyaya getirmek hem de tiyatroya bu kadar emek vermek oldu. Tatbikat Sahnesi'nde kendi kızımı görmek, onun bu kadar büyüdüğünü, bize destek verdiğini, iyi bir oyuncu olduğunu ve sağlam karakterli bir genç kız olarak tiyatroya emek verdiğini görmek çok gurur verici. Onur duyuyorum,” dedi.
DİZİ VE FİLM: ZORLU AMA HAYALİM
Derin Beşikçioğlu gelecek planlarıyla ilgili, “Herkesin bir hedefi, bir kariyer planı vardır ama hayat genelde bu planların hepsini altüst eder ve kendi bildiğini okur. İnsan bu akışa ayak uydurur. Tabii ki bir dizi ya da film projesinde yer almayı çok isterim ama bu işler biraz daha zordur. Çok fazla insan, çok fazla aday var ve bu kalabalığın içinde kendini var etmeye çalışmak zorlu bir yolculuk. Daha yolun başındayım, ama bir gün umarım olur. Tiyatro zaten devam ediyor.”
DERİN BEŞİKÇİOĞLU, BABASININ GÖLGESİNE SIĞINMADAN KENDİ YOLUNU ÇİZİYOR
Kerem Alışık’ın “Ünlü bir anne ve babanın çocuğu olmak dezavantaj olabiliyor” açıklamasıyla ilgili soruya Elvin Beşikçioğlu şu yanıtı verdi: “Her insan farklı bir birey, farklı bir karakter. Bir kişiyi sadece ailesiyle değerlendirmek ya da sırf bu yüzden engellerle karşılaşması doğru değil. Bu konuda söylemek istediğim çok şey var ama kendimi tutuyorum.” dedi.
'KÖTÜ KADIN' YA DA 'SAFTİRİK' ETİKETLERİNE KARŞI BİR OYUNCUNUN MÜCADELESİ
Elvin Beşikçioğlu ise, “Dizi sektörü maalesef tek tip üzerine kurulu. Sizi bir yerde görüp ‘Bu kötü kadını oynar’ ya da ‘Bu saftirik rollerine uygun’ gibi etiketler yapıştırabiliyorlar. Derin ise babasının arkasına sığınmadan kendi yolunda yürümeyi tercih etti. Bu yüzden onu çok takdir ediyorum. Tabii ki bu süreçte insan sevilen ya da nefret edilen biri olabilir. İnsanların bakış açıları, dünya görüşleri ve deneyimleri bu durumu şekillendiriyor. Öte yandan, Derin’in önünde çok başarılı, piyasada büyük ve yetenekli bir sanatçı olan Erdal Beşikçioğlu gibi bir figür var. Babasına duyduğu sevgi ve saygıyla, onun kadar iyi olabilmek için mücadele ediyor. Bu anlamda Kerem Bey haklı; bazen bu durum bir handikap olabiliyor. Ancak Derin bu handikabı avantaja çevirmeyi başardı ve kendi yolunu çiziyor.”
Yorumlar (0)