Bursa'da Üftade Sokağı'nda doğan, sokakta oynarken camiden gelen Kuran seslerini duyarak büyüyen, anne ve babası çalıştığı için babaannesinin büyüttüğü, bankacı çiftin mutlu kızları Sibel Taşcıoğlu, çocukluğunu, ailesini, oyunculuğunu Empati'de Ahmet Mümtaz Taylan'a anlattı.
SİBEL TAŞCIOĞLU: 9 yıl arayla annemle babamı kaybettim. 32 yaşındaydım, benim Annemi anlayabileceğim, Annemin bana yakın olacağı yıllarda kaybettim Annemi... Annem içimde ukte...
Ahmet Mümtaz Taylan'ın ünlü konukları, NTV ekranlarında Empati'de her hafta başka hayatlara gidip, haberlere konu olmuş, tarihe geçmiş, insan hikayelerini görüp, onların yaşadıklarıyla, acılarıyla, mutluluklarıyla, aşklarıyla, gözyaşlarıyla; hayatlarıyla Empati kuruyorlar. Ünlü konuklar yaşanmış hikayelerle Empati kurarken, kendilerine ait bambaşka hayatları, bambaşka gerçekleri ortaya çıkarıyorlar
Yapımcılığını BBO Yapım Şafak Bakkalbaşıoğlu ve Mahperi Altun Uçar'ın üstlendiği programda Ahmet Mümtaz Taylan, konuklarına yaşanmış, haberlere konu olmuş insan hikayelerini anlatıyor ve "sen olsan ne yapardın" diye soruyor.
Empati'de Ahmet Mümtaz Taylan bu Çarşamba gecesi, Kızılcık Şerbeti'nde birlikte kamera karşısına geçtiği, sevilen oyuncu Sibel Taşcıoğlu'nu konuk etti.
ANNE OLMAK İSTERDİM
Sibel Taşcıoğlu: Anne olmak isterdim. Geç evlendim. Geç evlenince, geç çocuk sahibi olmaya çalışıyorsun, önüne bazı sıkıntılar çıkabiliyor. Ben de aşamadım o sıkıntıları.
EŞİME SAKIN BİR DAHA BANA ÇİÇEK ALMA DEDİM
Sibel Taşcıoğlu: Hiç romantik biri değilimdir. Hiç sevmem öyle şeyler, çiçek alsınlar, hediye alsınlar, hiç sevmem! Murat bir gün eve elinde çiçekle geldi, sakın bir daha bana çiçek alma dedim, hediye de alma dedim bana. Lüzumsuz bulurum öyle şeyleri, sevgililer gününde doğumgününde bana hediye almak zorunda değilsin. Evlilik yıldönümümüzü de karşılıklı olarak unuttuğumuz için bizim hiç o taraklarda bezimiz yok...
ŞÖHRET BENİM AYAĞIMA DOLANMIYOR. KEYFİNİ ÇIKARIYORUM HALİMDEN MEMNUNUM
Sibel Taşcıoğlu: Şöhret bulunmaz bir Hint kumaşı değil. Kendi açımdan, her hafta televizyonda bir yerimiz var ve tanınıyoruz. Seyirci seni yaptığın şeylerden takdir ediyor, yolda çeviriyor sana güzel duygularını söylüyor, insanı memnun eden, mutlu eden memnun eden bir şey... Bazı insanların bu durum ayağına dolanıyor olabilir, zorlukları olabilir şöhretin, benim ayağıma dolanmıyor, keyfini çıkarıyorum. Herkes aynı şekilde karşılayamayabilir, ben memnunum.
PEMBE GİBİ MUHAFAZAKARIM
Pembe ile aramda bağ kurdum. Bana herkes önceki hayatınızda herhalde böyle biriydiniz diyorlar. Çok örtüştük ama, bu iş bittiği zaman bu bağ da kaybolacak. Neticede bir rol bu... Pembe gibi geleneklerine bağlı biriyim, muhafazakarım. İyiyi muhafaza etmek anlamında, tutuculuktan bahsetmiyorum.
PEMBE'Yİ KENDİME YAKIN HİSSEDİYORUM
Kendi annemi babamı kaybettiğim için, tek çocuğum, geçmişe doğru özlemim var. Gelenekler çok hoşuma gider, Pembe'ye kendime yakın hissediyorum. Her şeyini kabul etmiyorum ama! çok kızdığım şeyleri var. Evet Pembe kıskanç. Bölümü izlediğimde, seyirci gibi seyretmeyi seviyorum, bazı yerlerde haklı buluyorum Pembe'yi, kendi koşulları içerisinde haklı buluyorum, evliliği ve aileyi korumaya çalışıyor. Başına gelen şeyler, kabul edeceği kaldırabileceği şeyler değil.
Yorumlar (0)