Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Cinsel Tıp Uznanı Op. Dr. Âzer Aras Uluğ, “Cinsel yolla bulaşan hastalıklar tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bazı sıkıntılara neden olabiliyor. Toplum sağlığını etkileyen hastalıklar bunlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar; cinsel ilişki yoluyla ve temasla, kanla, semenle, diğer vücut sıvılarıyla, direkt temasla bulaşabilir. 20'den fazla cinsel yolla bulaşan enfeksiyon sebebi var. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) verilerine göre her yıl yaklaşık 350 milyon kişi cinsel yola bulaşan enfeksiyonlara yakalanmaktadır. Bunların büyük bir kısmı tedavi edilebilen enfeksiyonlardır. Genellikle 15 ile 49 yaşındaki kişilerde daha çok ortaya çıkıyor. ABD ve Avrupa ülkelerinde maalesef 13 yaşından önce cinsel aktiviteye başlamaları yaygındır. Ülkemizde de eğitim düzeninin yükselmesi, iş olanaklarının azalması, buna bağlı olarak da evlenme yaşının ileriye çıkmasıyla beraber artık daha erken yaşlarda görülmeye başlandı. Ayrıca evlilik öncesi ilişkiler, erken yaşta cinsel ilişkide bulunma sıklığı gençlerin arasında da giderek yaygınlaşmasına neden oluyor. Öte yandan cinsel eğitimsiz gençler ne yazık ki, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlara maruz kalabiliyorlar. Bu gençler bu konularda doğru kaynaklardan bilgi alamıyorlar, kulaktan dolma yanlış bilgiler ediniyorlar ve bundan dolayı da bu hastalıklarla mücadele sırasında bu durum hekimlerin zorlanmasına neden oluyor.” dedi.
Gençler cinsel hastalıklar konusunda eğitilmeli!
Gençlere yönelik cinsellik ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma konusunda eğitimlere önem verilmesi gerektiğine vurgu yapan Op. Dr. Âzer Aras Uluğ, “ Erken yaşta ilişkiye giren gençler özellikle cinsellik ve cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma konusunda eğitilmelidir. Buna önem verdiğimiz noktada hastalıkların önlenmesi halihazırda olan hastalıkların da ilerlemeden çözümü noktasında toplum sağlığı açısından aslında çok önemlidir. Onun için de hepimiz bu konuya gereken önemi vermeliyiz. Cinsel yola bulaşan bu hastalıklara her yıl milyonlarca yeni vaka ekleniyor.” Şeklinde bilgi verdi.
Kayıt edilenden daha fazla vaka olduğunu düşünüyoruz.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda ülkemizde en büyün sorunun korku ve etiketlenme olduğunu ifade eden Dr. Uluğ, “Ülkemizde insanlar utanıyorlar ve etiketlenmekten korktukları için de hekime çoğunlukla başvurmuyorlar. Bundan dolayı da hastaların tamamını kayıt altına alamıyoruz. Bu yüzden ülkemizdeki durumla ilgili kesin veriyi vermek aslında zor. Bize göre daha iyi kayıt tutan ABD’de 2 milyon hastanın bildirimi yapılmış. Bu rakamın ise aslında tahmin edilen hasta sayısının ancak yüzde 40’ı olduğu söyleniyor. Dolayısıyla cinsel yolla bulaşan hastalıkların kayıt edilenlerden daha fazla olduğunu düşünerek bu hastalıklardan korunmak için toplum olarak bilinçlenmek çok büyük önem kazanıyor.” İfadelerini kullandı.
Cinsel olarak aktif olan ve sık eş değitiren herkes risk altında!
Cinsel olarak aktif olan ve sık eş değiştiren herkesin dikkatli olması gerektiği konusunda uyarıda bulunan Dr. Âzer Aras Uluğ, cinsel yolla bulaşan hastalıkları sıralayarak sözlerine şöyle devam etti.
“Bakteri kaynaklı kadınlarda en fazla görülen cinsel yolla bulaşan hastalıklar şunlardır: Gardrenella vaginalis, gonore, üroplazma, mikroplazma, frengi, klamidya, salmonella, shigella gibi enfeksiyonlar. Virüslerden ise HPV ve HIV’in yanı sıra Herpes virüsü yani uçuk, Hepatit Virüsü, Epstein-Bar Virüsü gibi başka virüsler enfeksiyon yapabiliyor.
Parazit olarak da hem kadınlarda hem erkeklerde görülen Trichomonas enfeksiyonlarından söz edebiliriz.
HPV virüsü dünya üzerinde yaklaşık 100 kişiden 80'inde görülüyor.
Humon Papilloma Virüs yani HPV, insan Papilloma Virüs Enfeksiyonudur. HPV virüsü insan vücuduna girdikten sonra sinirlerin içine giriyor, oraya yerleşen bir tür DNA virüsüdür. Toplumda çok yaygın olarak görülen siğillerle kendini gösteriyor. Hem kadınlarda hem de erkeklerde hastalığa, hatta ilerleyen durumlarda kansere neden oluyor. HPV virüsü dünya üzerinde yaklaşık 100 kişiden 80'inde var. Tüm dünyada kişi sayısının yüzde 80'i taşıyıcı ya da hasta. Bu virüsün şimdiye kadar 200'den fazla tipi tespit edildi. Cinsel ilişki yaşadığınız partnerinize yayılabilir. Birçok HPV türü hiçbir belirti vermeyebilir. Bundan dolayı da hastalar enfekte olduğunun farkına varamayabilir. Çoğu durumda da herhangi bir sağlık sorununa neden olmaz. Virüs kendiliğinden negatifleşebilir. Ancak bu virüsün negatifleşmesi iyileştiğiniz anlamına gelmiyor. Vücudunuzda sinir hücrelerinde yaşamaya devam ediyor ve zamanla normal hücrelerin yapısını değiştirerek hücreyi anormal hale getiriyor ve kansere neden oluyor.
Kadınlardaki HPV ile erkekteki HPV birbirinden farklı mı?
Aslında aynı. Kadınlarda genital bölgede, mukozada, özellikle rahim ağzında yani serviks dediğimiz yapıda hücrelerde bozulmalara ardından rahim ağzı kanserine neden oluyor. Yüksek onkojenik tipleri var. İşte o yüksek onkojenik tipleri özellikle kansere neden olan tiplerdir. HPV varsa bunu gidip test yaptırıp hangi tiplerin olduğunu basit bir smear testi gibi bir testle anlayabilirsiniz. HPV 16 ve HPV 18. Bunlar en tehlikeli olan tiplerdir. Bunun dışında HPV'nin 31, 33, 35 ve 51 numaralı tipleri de yüksek riskli tiplerdir. Yani kansere neden olabiliyor ve kadınlarda rahim ağzı, vulva, anüs, gırtlak kanserine, erkeklerde ise anüs, penis, testis ve gırtlak kanserine neden olabiliyor. Bazı tipleri de yüzeyde siğillere neden olabiliyor. Bunlar genellikle düşük onkojenik tiplerdir. Kanser yapma olasılıkları çok düşüktür ama yine de yoktur diyemeyiz. En sık görülen düşük onkolojiklerin tipler ise HPV tip 6 ve HPV tip 11’dir.
Genital bölgesinde siğili olan hamileler vajinal doğumdan kaçınmalı!
Genital bölgesinde siğil olan hamilelerin vajinal doğumdan kaçınmaları gerekir. Bunlar vajinal doğumu zorlaştırmakla kalmaz doğum sırasında bebeğe bulaşarak, sonrasında bebekte; ağız, boğaz, akciğer hastalıklarına, poliplerine hatta gırtlak kanserine kadar neden olabilir.
HPV virüsünün rahim ağzı kanseri yapma olasılığı yüzde 100 olduğu bilimsel verilerde gösterilmiştir. Bu yüzden bu virüsü kapmadan önce aşıyla korunmamız mümkün. 9-14 yaşından sonra 2 doz, 14 yaşından sonra da 3 doz olarak aşı yaptırılmasını özellikle öneriyoruz. HPV aşısı henüz ülkemizde ulusal aşı programına alınmadı. Bir çok Avrupa ülkesinde bu yaşlarda rutin aşılama uygulanmaktadır. Öte yandan HPV virüsü taşıyor olsanız bile, bu aşıyı yaptırdığınızda HPV’nin 200'den fazla tipi olduğu için bunlara karşı sizin bağışıklanmanızı sağlar. Ayrıca var olan HPV'nin negatifleşmesini hızlandırabilir. HPV önemli bir sağlık sorunudur. Toplum sağlığı sorunlarından birisidir. Bu konuda farkındalığımızı arttırmak ve, etrafımızın farkındalığını da arttırmak zorundayız.
İç çamaşırlarınızı çocuklarınızın çamaşırları ile yıkamayın!
Eğer HPV taşıyıcısı iseniz o zaman çocuklarınıza bulaştırma riskiniz vardır. İç çamaşırlarınızı kesinlikle birlikte yıkamayın ve onları korumak için aşı yaptırın. HPV aşısını eczanelerden veya ecza depolarından alarak bir sağlık merkezinde kolunuzdan uygulatabiliyorsunuz. Herhangi bir sağlık kabinine, aile sağlığı birimine, hekiminize veya jinekoloji hekiminize başvurarak yaptırabilirsiniz.
Yorumlar (0)